AHMED ZİYÂÜDDÎN GÜMÜŞHÂNEVΠ  131. ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE ANILDI.

 

Ziyâüddîn-i Ahmed, mevlidi anın Gümüşhâne,

Şehir-i şark-u garbın, mürşid-i râh-ı Hudâdır bu.

 

Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî’nin 131. ölüm yıldönümü vesilesiyle anma programı düzenlendi.

Gümüşhaneden Dünyaya Uzanan Bir Ses: Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî adıyla Gümüşhane Üniversitesi ve İlahiyat Fakültesinin de katkı sunduğu program Gümüşhane Üniversitesi Dr. Mustafa Çalık Kongre Merkezi’nde yapıldı.

Saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kur’an tilaveti ile başlayan programda Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî Uygulama ve Araştırma Merkezi (AZGUVAM) Müdürü Doç. Dr. Berat SARIKAYA tarafından açılış konuşması yapıldı.

Programda ilk olarak Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilİm dalından Arş. Gör. Furkan USTAKURT söz aldı. “Zâhid Bir Âlim, Müşfik Bir Mürşid: Gümüşhânevî'nin Portresi” başlığıyla Gümüşhânevî'nin 1813 senesinde Gümüşhanenin Emirler mahallesinde başlayan hayat serüvenini anlatan USTAKURT, merhumun ailesi, yetişmesi, eğitim hayatı, seyahatleri, müderris ve mürşitlik zamanları, kitapları ve öğrencileri hakkında detaylı bilgiler verdi. Gümüşhânevî'nin yaşadığı dönemde takındığı tasavvufi anlayış ve irşad metotlarıyla nevi şahsına münhasır bir özellik arz eden, bu özelliği ile sadece tekkesindeki müritlerini değil aynı zamanda devlet adamlarından ulemaya, ticaret erbabından müderrislere kadar geniş bir insan yelpazesini de etkisi altına aldığına değindi. USTAKURT ayrıca, Kuran ve sünnete uyma konusundaki hassasiyetiyle tanınıp, dergâhının otoriteler tarafından bir dârulhadis olarak anıldığından bahsedip, dünyanın çeşitli bölgelerine gönderdiği talebeleriyle Kuran ve Sünnet yolunda hizmet ettiğini, merhametli ve cömert kişiliğiyle nice gönle girmiş olan Gümüşhanevi Hazretleri’nin, bugün de büyük bir sevgi ile anıldığına vurgu yapmıştır.

Daha Sonra İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selami ŞİMŞEK “Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî’de Aşk ve Muhabbet” başlığıyla sunumlarını gerçekleştirdi. ŞİMŞEK, Gümüşhânevî’ye göre muhabbetin dört çeşit olduğundan bahsetti. Bunlar; Allah’ı sevmek, Allah’ın sevdiklerini sevmek, Allah için sevmek ve Allah ile birlikte sevmektir.muhabbetin çeşitlerini detaylıca izah ettikten sonra Gümüşhânevî’ye göre aşk kavramına da değinen ŞİMŞEK şunları kaydetti:

“Gümüşhanevî’ye göre aşk da üç kısma ayrılır:

1. ŞEKLÎ VE TABİÎ AŞK:

Bu, karışıklıkla birlikte aşırı ve baskın kalbî bir meyildir. Üç kısımdır:

a. Makbûl olan: Bu, erkeğin karısını sevmesidir. Bu sevgi aynı zamanda faydalıdır. Çünkü kişinin gözünü ve kalbini ailesinden başkasına çevirmesi engeller.

b. Mübâh olan: Kişinin bilerek ve isteyerek bir teşebbüste bulunmaksızın sadece kendisine anlatılması veya bizzat görmesi sonucunda âşık olmasıdır. Fakat bu aşkın kişiyi bir günaha sevk etmemesi lazımdır.

c. Menfûr olan: Bu, Allah tarafından iğrenç görülen ve rahmetinden uzaklaştıran kısım olup, tüysüz erkek veya başkasının kadınına âşık olmaktır. Bu, kulun din ve dünyasına en zararlı olanıdır ve kişiyi Allah'tan uzaklaştıran en büyük engel ve perdedir.

2. MECÂZÎ AŞK

Mecâzî, kalbî ve rûhanî aşka gelince; bu, rûhanî bağlantılar vasıtasıyla olan mânevî bir cezbedir. Bu da üç kısımdır:

a. Mü’minin mürşidine aşkı.

b. Velilere, geçmiş büyüklere veya sahâbeye âşık olmak.

c. Peygamberlere âşık olmak. Bu aşk kişiye pek çok faydalar sağlar, güzel ahlâkı kazanmaya vesile olur ve ilâhî aşk için bir sebep ve mukaddime olur.

3. HAKÎKÎ AŞK

Hakîkî aşk ve ezelî sır ise, Allah'ın tecelliyatının alakaları vasıtasıyla gerçekleşen mânevî bir cezbedir, dumansız bir ateş, yüksüz bir ağırlıktır, şevk, zevk, aydınlanma, yanma, ışık, rıza, arınma, parıldama, cila, letafet ve güzelliktir, sırdır, sözsüz bir haldir.

Bu da üç kısımdır:

a. Kemâl aşkı: Ârif ve sıddîkin Allah'ın sıfatları ve kemâline âşık olması.

b. Visâl aşkı: Allah'a kavuşmaya (visâl) âşık olması.

c. Cemâl aşkı: Allah'ın cemâline ve mutlak olarak zâtına âşık olması.”

Program, Gümüşhane Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bayram NAZIR ve AZGUVAM Müdürü Doç. Dr. Berat SARIKAYA’nın katılımcılara belge takdim etmeleriyle sona erdi.